Kaplumbağa Terbiyecisi Hikayesi ve Osman Hamdi Bey

Değerli okurlarımız; bugünkü araştırma yazımızda, Osmanlı Devleti’nin son döneminde yaşamış entelektüel bir aydın, Türk modern müzeciliğinin mimarı, ilk Türk arkeolog ve oryantalist bir ressam olan Osman Hamdi Bey’in ünlü eseri “Kaplumbağa Terbiyecisi” hakkında merak ettiğiniz her şeyi bulabileceksiniz.

Türk resim sanatının en meşhur ve en pahalı tablosu ünvanına sahip “Kaplumbağa Terbiyecisi” hem maddi hem de tablonun içerdiği anlam itibariyle soru işaretleriyle hala konuşulmaya devam ediyor ve edecek gibi.

Gelin şimdi, bu meşhur yapıtı Türk resim sanatına kazandıran Osman Hamdi Beyi ve “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı tablosunu daha yakından tanıyalım.

Kaplumbağa Terbiyecisi Kimin Eseri?

Türk resim sanatının en meşhur ve en pahalı tablosu olarak kabul edilen Kaplumbağa Terbiyecisi 1906 yılında ünlü Türk ressam Osman Hamdi Bey tarafından çizilmiştir. Osman Hamdi Bey 1907 yılanda ise bu tablonun ikinci versiyonu olan ve farklı ayrıntılar içeren küçük bir tablo daha çizmiş ve akılarda soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur.

Ressamın niçin ikinci resmi çizdiği merak konusu olsa da yaygın görüşe göre Osman Hamdi Bey’de diğer oryantalist ressamlar gibi daha önce çizdiği bir tabloyu tekrar çizmek istemiş olabileceği yönündedir. Ancak 1907 yılında çizdiği tablonun ardından bıraktığı notta dünürü Salih Münir Paşa’ya ithaf ettiği şeklinde bir yazının olduğu düşünülmektedir.

Şimdi gelin, yıllardır gerek anlamı gerekse fiyatı üzerinden çeşitli tartışmalara konu olan Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ünlü ressamı Osman Hamdi Bey’i kısaca tanımaya çalışalım.

Osman Hamdi Bey Kimdir?

Osman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842 yılında İstanbul’da doğmuştur.

  • Babası, Osmanlının ilk yurtdışında eğitim alan mühendislerindendir ve daha sonra sadrazamlığa kadar yükselen İbrahim Ethem Bey’dir.
  • İbrahim Ethem Bey, kendisi gibi yurtdışında daha iyi eğitim alsın diye Osman Hamdi Bey’i Paris’e göndererek eğitimini orda tamamlamasını ister.
  • Bu sırada hukuk fakültesi öğrencisi olan Osman Hamdi Bey, Paris’te hukuk eğitimin tamamlar ve resme olan ilgisinden ötürü Fransız bir ressamın yanında çıraklık yapar.
  • Resim çalışmalarının yanında arkeoloji dersleri de alan Osman Hamdi Bey Paris’te açılan bir resim sergisine 3 resmiyle katılarak ilk kez bir Türk ressamın ismini Avrupa’da duyulmasını sağlamıştır.
  • 12 yıl Paris’te kalan Osman Hamdi Bey, ülkesine döndüğünde, yabancı işler müdürlüğü ve saray protokol müdürlüğü gibi önemli devlet kademelerinde çalışır. 1875 yılında 33 yaşındayken Kadıköy Belediye Başkanı olur.
  • Daha sonra dönemin padişahı II. Abdülhamit tarafından İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) müdürlüğe atanarak tekrar devlet erkanına girerek hizmetlerine devam eder.

Osman Hamdi Bey dönemin zorlu şartlarına rağmen birçok önemli çalışmalara imza atmayı başarmıştır. Bunlardan birincisi 1883 yılında ilk Güzel Sanatlar okulunun (Mekteb-i Sanâyi-i Nefîse-i Şâhâne ) açılmasıdır. Daha sonraki yıllarda getirilen kanun teklifiyle okula kız öğrenciler içinde şubesi de eklenmiştir. Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi ve Üniversitesi olarak eğitim veren okullar o yılların eseridir diyebiliriz.

Osman Hamdi Bey, ayrıca arkeolojik olarak da birçok kazıya katılarak tarihi eserelerin korunmasına ve yurt dışına kaçırılmasını önlemeye dair kanunun çıkmasını da sağlayan kişidir.

Kaplumbağa Terbiyecisi Nerede Yapılmıştır?

Osman Hamdi Bey, birinci kuşak ressamlardan biri olmasıyla birlikte aynı zamanda ilk Türk müzeci ve ilk arkeolog unvanlarında sahiptir.

Böyle yoğun bir çalışma hayatı içinde resimlerini çizmek ve kendisinin inziva yeri olarak tarif ettiği Eski Hisar’daki evini kullanmıştır. Peki Kaplumbağa Terbiyecisi’ni de Eski Hisar’daki evinde mi çizmiştir dersiniz? Buna cevabımız hayır olacaktır.

Çünkü yaptığımız araştırmalar neticesinde, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Dr. Doğan Yavaş’a göre ünlü ressam Kaplumbağa Terbiyecisi’ni Bursa’da çizmeye başlamış ve atölyesinde tamamlamıştır.

  • İncelenen resmi tarihi belgelerde Osman Hamdi Bey’in Bursa’da uzun soluklu bir çalışma hayatının olduğu ve Yeşil Camii’ni beş kez ziyaret ettiği görülmektedir. Ayrıca diğer akademisyenlerin görüşü de bunu ispatlayarak, ünlü tablonun Bursa Yeşil Camii’nde çizildiği yönündedir.
  • Bu görüşe delil olarak da sanat akademisyenleri, Bursa Yeşil Camii’ni görmeden böyle bir tablo çizilemeyeceği ve Osman Hadi Bey’in diğer tabloları incelendiğinde Yeşil Cami’nin yer aldığı beş resminin daha olduğu tespit edilmiştir.
  • Ortak görüş olarak da Osman Hamdi Bey Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun eskizini Yeşil Camii’nde çizip resmini atölyesinde tamamladığı yönündedir.

Kaplumbağa Terbiyecisi’nin Hikayesi

Türk resim sanatı içinde en popüler ve en pahalı tablo olarak bilinen Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” ressamın, ustalık eseri olması bir yana kendi hikayesini temsil ettiği için bu kadar klasikleştiği düşünülmektedir.

Resmi inceleyen tüm uzmanların ortak görüşü resimde görülen yaşlı adamın Osman Hamdi Bey’in kendisi olduğunda hem fikirdirler.

  • Ressamın ustalık eseri olarak kabul edilen tablonun anlamına dair birçok farklı görüş dile getirilmiş olsa da biz burada en yaygın görüşe yer vermek istedik.
  • Osman Hamdi Bey, hayatını insanların eğitimine ve sanata karşı ilginin arttırılmasına adamış ve bu uğurda çoğu zaman yalnız kalmış ve onun bu çabalarının çok yavaş kaldığı resimde kullandığı figürlerle örtüşmektedir.
  • Terbiye edilmesi imkânsız olan kaplumbağaları tercih etmesinin sebebinin de insanları değiştirmeye ve eğitmeye güç yetiremediğini ve eğitse de çok ağır bir şekilde gerçekleştiğinin göstergesi olarak kabul edilir.
  • Osman Hamdi Bey, bir yıl arayla aynı resmin farklı bir versiyonun da çizdiği bu son resimde farklı noktalara değindiği düşünülmektedir. Örneğin ilk resimde beş olan kaplumbağalar ikinci resimde altıya çıkarılmış ve pencere önüne bir sürahi yerleştirmiştir.
  • İkinci resimde dikkat çeken diğer bir nokta ise, Türkçe manası “Kalplerin Şifası Sevgiliye Hz. Muhammed SAV. İle buluşmaktır) yazısının daha belirgin bir şekilde yazılmış olmasıdır. Osman Hamdi Bey, bu söz ile hayata karşı yorgunluğunu, edindiği bilgiyi ve sahip olduğu ilmi kaplumbağalar olarak resmettiği insanlara aktarmaya çalışıyor. Pencereden sızan ışığın ise gelecekten gelen bir ışık olduğunu ve ancak geleceğe dönük bir hayatın anlamlı olduğunu ifade ediyor.

Son olarak Osman Hamdi Bey, onca bilgeliğine ve dervişliğine rağmen ve sonunun geldiğini bile bile tüm birikimini insanlara aktarmaya çalışıyor ve yüzünü aydınlığa dönerek olgunluğa erişenlerin kendi yollarını bulacağını tasvir etmiş oluyor olarak söyleyebiliriz.

Kaplumbağa Terbiyecisi’nin Sırrı Nedir?

Osman Hamdi Bey’in meşhur eseri Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ne amaçla resmedildiği ve ilham kaynağının tam olarak ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Tablo hakkında değişik rivayetler söylense de hala net bir görüş ortaya konulmuş değil.

Ancak her iki tablonun genel özelliklerine bakıldığında ilk dikkat çeken kaplumbağalar ve beli bükülmüş yaşlı bir adam görülmekte.

Buradan yola çıkan sanat eleştirmenleri Osman Hamdi Bey’in uzun yıllar devlet kademelerinde görev almasından dolayı emrinde çalışan kişileri çok yavaş hareket eden bir hayvan olan kaplumbağalara benzetmesi ve resimdeki yaşlı adamında kendisi olduğunu ileri sürülmekte. O dönemde yaşadığı sıkıntıların resme dönüştürdüğü düşünülen ressam için, resimdeki yaşlı adamın sırtındaki çanağında bir derviş göndermesi olduğu ve sabrı temsil ettiğini belirtmekteler.

Bu nedenle kimseyi eğitemeyeceğini anlayan kişinin uğraşmayı bıraktığının delili olarak da ney çalmasını gösterirler.

Kaplumbağa Terbiyecisi Kimde?

Osman Hamdi Bey’in tüm tabloları bugün birer başyapıt olarak değerlendiriliyor ve Türk resim koleksiyoncuların en güzide parçaları arasında yerin almış durumda. Osman Hami Bey’in tablolarının bu kadar değerli kılan nedir sizce? Hiç düşündünüz mü?

Bu sorulara şöyle cevap vermek en doğrusu sanırım: Osman Hamdi Bey resim sanatını bir meslek olarak değil de bir hobi olarak tercih etmiş ve tüm resimlerini çevresine hediye etmiş. Bu nedenle resimlerinin birçoğunun nerede olduğu belli değil. Şu an için 100 adet resmi tespit edilmiş durumda.

  • Günümüzde milyonlarca kişinin bildiği ve her resminin milyon dolarla ölçüldüğü Osman Hamdi Bey’e ve esrelerine verilen değer onun Türk çağdaş resim sanatına zamanında gösterdiği özen ve yaptığı çalışmalar neticesi olsa gerek.
  • Hayatının büyük bir bölümün arkeolojik kazılarda geçiren, ilk müzeciliği ve ilk güzel sanatlar lisesini açması neticesinde ünlü ressam ve bilim adamına ancak bu şekilde değer verilebilirdi.
  • Şimdi gelelim ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi’nin kimde olduğunu öğrenmeye. 2004 yılında Erol Aksoy’un tüm varlığına el koyan TMSF tarafından satışa çıkarılan ve 1906 yılında yapılmış ilk tabloyu Suna ve İnan Kıvanç Çifti satın alarak
  • Pera Müzesi’nde sergilenmesini sağlamıştır. Şu an için tablo müzenin en prestijli parçalarında bir olarak kabul edilmekte.
  • 1907 yılında yapılan resmin 2.versiyonu ise 1986 yılında Londra’da düzenlenen müzayededen satın alan Simavi ailesindedir. Ünlü tablo halen Belma Simavi’nin özel koleksiyonunun arasında yer almakta.

Kaplumbağa Terbiyecisi’nin Fiyatı

  • Osman Hamdi Bey eğer yaşamış olsaydı, tabloların altı sıfırlı rakamlara satıldığını görünce eminiz ki çok şaşırırdı.
  • Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ilk versiyonu 2004 yılında açık arttırma usulüne göre yapılan müzayedede Suna-İnan Kıvanç Vakfı tarafından Pera Müzesi’nde sergilenmek üzere 5 milyon liraya satın alınmıştır. Tablonun şimdiki değerinin 15 milyon Türk Lirası olduğu düşünülüyor.
  • Tablonun ikinci versiyonu ise Simavi koleksiyonunda bulunuyor ve şimdiki değerinin 6 milyon Türk lirası olduğu tahmin ediliyor.