Fütürizm (Gelecekçilik) Nedir? Bu Akımın Özellikleri Nelerdir?

Fütürizm, bir diğer adıyla gelecekçilik, yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. İtalyan sanatçı Filippo Tommaso Marinetti’nin 1909 yılında La Gazzetta dell’Emilia isimli gazetede yayınladığı Fütürist Manifesto ile başlamıştır.

Fütürizm bildirisi teknolojik gelişmelerin toplumsal yaşamı kökten değiştirdiğini, eski geleneklerden vazgeçildiğini ve buna bağlı olarak sanatın da kendini yenilemesi gerektiğini savunmuştur.

Fütüristler dinamik, çatışmacı ve teknolojiyi konu edinen sanat eserleri ortaya koymuşlardır. Sanatı siyaset arenasına taşıyarak toplumsal hareket niteliği kazanmış, faşizmi ve savaşı desteklemeye varan eylemlerde bulunmuşlardır.

Umberto Boccioni

Fütürizmin Ortaya Çıkma Sebepleri

Fütürizmin ortaya çıkışındaki en önemli etmenlerden biri, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl arasındaki dönemi kapsayan Makineleşme Çağı’dır.

Bu dönemde buharlı makinelerin icadı ile başlayan Sanayi Devrimi, teknolojinin o döneme tek emsali görülmemiş bir yükseliş yaşamasına sebep olmuştur.

İnsan hayatının uğradığı bu büyük değişim sanata da yansımış ve teknolojiye övgü niteliğindeki ilk tablolar on dokuzuncu yüzyıl ressamları tarafından yapılmıştır. Sanayi Devrimi’nin en belirgin imgeleri olan trenler ve fabrikaların övgü ile resmedildiği bu tablolar fütürizmin esin kaynakları arasında sayılır.

On dokuzuncu yüzyıl aynı zamanda, Avrupa genelindeki sanatçıların geleneksel sanata tepki gösterdiği bir dönemdir. Bu; bilimsel gelişmelerin ve toplumsal hareketlerin dogmatizmi tamamen yıkmasının, düşünsel becerileri geliştirmesinin doğurduğu bir sonuçtur. Bu yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan “avangart” kavramı deneysellik ve yenilik içeren sanat eserlerini nitelemek için kullanılmıştır. Bunun yanında ekspresyonizm, fovizm, kübizm ve fütürizm gibi sanat akımlarınını tamamı kendilerinden önceki sanat anlayışına saldırmak noktasında buluşurlar. Fütürizmde ise saldırganlık ve yıkıcılık unsurlarının doruk noktaya ulaştığı görülür.

Fütürizmi anlamak için yirminci yüzyılda İtalya’nın sahip olduğu toplumsal koşullara bakmak ise büyük önem taşımaktadır. O dönemde İtalya siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak büyük problemlerle boğuşmaktadır. Avrupa’nın pek çok bölgesinde yoğun teknolojik gelişmeler yaşanırken geride kalmak, halkta bir öfke haline sebep olmuştur.

Marinetti gibi aydınlardan oluşan bir grup sanatçı, kültürel gelişmişliğin siyasi gücü beraberinde getireceği düşüncesi ile fütürizm düşüncesini ortaya atmıştır.

Bundan dolayı Fütürizm Bildirisi yalnızca bir sanat akımının doğuşunu değil, aynı zamanda devrim gayesi ile hareket eden siyasi bir oluşumun da kuruluşunu ilan eder. Fütüristlerin ikinci bir Rönesans gerçekleştirerek ülkelerini eskiden olduğu gibi güçlü ve saygın bir hale getirme arzuları vardır ve onlara göre bunun yolu, gerek sanatta gerek toplumda eski olan her şeyi yok etmektir. Fütüristler geçmişe yoğun bir nefret kusmuş; çağdaş yaşamın ve teknolojinin kötü yönlerini dahi abartılı bir biçimde yüceltmişlerdir.

Carlo carra

Fütürist Manifesto

Filippo Tommaso Marinetti fütürizmin ilkelerini içeren bir manifestosunu 5 Şubat 1909 tarihinde La Gazzetta dell’Emilia gazetesinde yayınlamıştır. Marinetti yalnızca İtalya’da değil, Avrupa çapında yankı uyandırmak istediği için bildiriyi Fransızca’ya tercüme ettirmiştir. Manifesto, 20 Şubat 1909’da Le Figaro gazetesinin birinci sayfasında yer almıştır.

On bir maddeden oluşan Fütürist manifesto “Tehlike sevgisi, enerji ve acelecik alışkanlığı üzerine şarkı söylemek istiyoruz” cümlesi ile başlar.

Bildiride sanatın tıpkı modern çağ gibi hareketli ve agresif olması gerektiğinden bahsedilir. Saldırgan olmayan bir sanat eserinin başyapıt olamayacağı vurgulanır. Teknoloji had safhada övülür, geçmiş kötülenir. Örneğin bir yarış arabasının, antik Yunan heykelinden daha güzel olduğu iddia edilir.

Bildiride geçen en radikal taleplerden biri “müzeleri, kitapları ve her türlü akademiyi yıkmak”tır.

Bu madde ile geçmişe işaret eden her türlü izi silmek amaçlanır. Dokuzuncu madde ise fütüristlerin savaş yanlısı tutumunu bütünüyle gözler önüne serer: “Savaşı yücelteceğiz -dünyanın tek hijyenini- militarizm, vatanseverlik, özgürlük getirenlerin yıkıcı hareketleri, ölmeye değer güzel fikirler ve kadınların hor görülmesi.” Bildiri geçmişte sanatın merkezi olan İtalya’nın artık o günleri anlatan müzelerin çöplüğüne dönüştüğünü söyler ve müzeleri mezarlığa benzeterek son bulur.

Fütürizmin Tarihsel Gelişimi

Marinetti’nin 1909 yılında yayınladığı Fütürist Manifesto amacına ulaşarak Avrupa genelinde dikkat çekmeyi başarmıştır. Kısa bir süre içerisinde fütürist olmaya karar veren sanatçılar tarafından resim, heykel, müzik ve edebiyat gibi sanatın farklı alanlarında çeşitli manifestolar ortaya konulur. 1910 yılında fütürist sanatçılar bir araya gelerek fütürist sanatın biçimsel özelliklerini ortaya koyan bir bildirge hazırlar. Avrupa’nın çeşitli yerlerinden genç sanatçılar, büyük bir heyecan içerisinde fütürizm sanat akımı doğrultusunda yapılmış eserler vermeye başlarlar.

Resim alanında ilk fütürist eser, ünlü ressam Umberto Boccioni’nin 1910 yılında tamamladığı The City Rises (Şehir Yükseliyor) isimli tablosudur. Resme hakim olan kargaşa, çatışma ve bulanıklık fütürizmin bütün özelliklerini yansıtır niteliktedir. Edebiyatta ise ilk fütürist şiir antolojisi 1912 yılında yayınlanmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte fütüristler savaş sempatilerini en üst seviyeye taşımış ve ülkelerinin harbe katılması için çalışmalar yürütmeye başlamışlardır. Bu dönemde savaş, Marinetti tarafından “Gün ışığını gören en güzel şiir” olarak tanımlanmıştır.

Pek çok fütürist bizzat savaşa katılmış ve fütürist ressamların en bilineni olan Boccioni, savaşırken hayatını kaybetmiştir.

Savaşın ardından İtalya’ya hakim olan faşizm rejimi, Marinetti ve bazı fütüristler tarafından büyük destek görür. 1924 yılında Marinetti’nin hazırladığı “Fütürizm ve Faşizm” isimli broşür fütüristlerin faşistlere olan yakınlığını resmiyete döker. Ne var ki savaşın korkunç yönünü görmüş ve faşizme sıcak bakmayan pek çok fütürist akımdan ayrılarak kendine yeni bir yol çizmiştir.

Savaş destekçisi fütürizmin sonunu ironik bir şekilde yine savaş getirir. Akım 1940’lı yıllara dek varlığını kısmen sürdürebilmiş olsa da Birinci Dünya Savaşı sonrasında gözden düşer.

Bununla birlikte Rus fütürizmi İtalyan fütürizminden net bir şekilde ayrılarak savaş sonrasında popülarite kazanmıştır.

1917 yılında gerçekleşen Ekim Devrimi’ni izleyen dönemde Lenin’in de kısmen desteğini alan Rus fütüristler “Genel Beğeniye Tokat” isimli kendi bildirgelerini yayınlamış ve “Novyi LEF” dergisi etrafında birleşmiştir.

Bu dergide Nikolay Aseyev, Vladimir Mayakovski, Boris Pasternak gibi sanatçılar fütürist edebiyat alanında önemli eserler vermişlerdir. Dostoyevski ve Tolstoy gibi Rus edebiyatının önemli isimlerini reddetmiş, edebiyata yeni bir soluk getirmeyi amaçlamışlardır. Derginin kapatılması ile birlikte Rus fütürizmi de son bulmuştur.

Türk edebiyatında ise fütürizm Nazım Hikmet ile aktiflik göstermiştir. Rusya’da kaldığı dönemde fütürizmin tipik özelliklerini taşıyan eserler vermiş olan Nazım Hikmet’in fütürizmi en iyi yansıtan şiiri “Makinalaşmak”tır.

Bununla birlikte ülkemizde 2005 yılında kurulan Fütüristler Derneği fütürist kelimesini “yenilikçi, vizyonlu, geleceğe odaklı, küresel düşünen” şeklinde tanımlamıştır. Fütüristler Derneği teknolojinin imkanlarını kullanarak daha iyi bir gelecek inşa etmek için çalışmalar yürütmekle birlikte sanat alanındaki fütürizm ile bir bağlantıları yoktur.

Fütürizmin Özellikleri

  • Sanatta biçemi tamamen yok etmeyi amaçlamışlardır. Yazında uyak ve kafiyeyi kullanmamış, resim ve heykelin durağan ve net doğasına tezat düşerek dinamikliği vurgulayan belirsiz eserler yapmışlardır.
  • Sanatta makineleşmeyi ve şehir yaşamını konu edinmişlerdir.
  • Savaş yanlısı bir tutumları vardır, faşizmi desteklemişlerdir.
  • “Sözcüklere özgürlük” sloganını benimsemiş, mantığı reddetmişlerdir.
  • Sanatlarında özgünlüğü şart koşmuşlardır.
  • Resimde hareket ve ışığı merkeze almışlardır.
  • Geleneksel ve eski olana şiddetle karşı çıkmışlardır.

Sanatta Fütürizm

Giacomo Balla

Fütürist Resim

Fütürist tablolar tek bir anı değil, bir andan başka bir ana geçişi yansıtır. Dinamizm esas olduğu için sürat halindeki otomobil, savaşan insan, fırtınalı deniz gibi hareketli konular ele alınmıştır. Kübizm ile benzerlik gösterir bir şekilde objeler ve insanlar net bir şekilde değil parçalanmış, bulanıklaşmış ya da iç içe bir halde resmedilir.

En önemli fütürist ressamlar Giacomo Balla, Carlo Carra ve Umberto Boccioni olarak sıralanabilir.

Fütürist Edebiyat

Fütürizm edebiyat alanında daha çok şiirsel anlamda etkinlik göstermiştir. Fütürist şiirler genellikle teknolojik gelişmelerin insanda uyandırdığı heyecanı ve makinelerin güzelliğini ele alır. Rus edebiyatında ise komünizmin etkisi ile fabrikalarda çalışan işçileri sanatçı olarak gören şiirler yazılmıştır.

En önemli fütürist şairler Filippo Tomasso Marinetti, Giovanni Papini, Vladimir Mayakovski’dir.

Fütürist Müzik

Arthur Honegger’in teknolojiyi çağrıştıran sesleri kullanarak besteler yapması, fütürist müziğin ilk örnekleri olarak kabul edilir. Sanatçı, Pasifik 231 isimli eserinde bir trenin çalışmaya başlamasını ve hızlanmasını notalara dökmüştür. Bununla birlikte ressam ve müzisyen Luigi Russolo, 1913 yılında “Gürültünün Sanatı” isimli manifestoyu yayınlayarak fütürizmi resmi olarak müzik ile tanıştırmıştır. Aynı zamanda Russolo, teknolojik sesleri tam anlamıyla yansıtabilmek için bir enstrüman icat etmiştir. “Otomobillerle Uçakların Buluşması” sanatçının en ünlü eseridir.

Fütürist müzik, bir anlamda elektronik müziğin atası sayılabilecek deneysel bir müzik türüdür.

Fütürist Tiyatro

Fütüristler tiyatronun dinamik yapısının avantajlarını sonuna kadar kullanmışlardır.

Oyuncular sanat adı altında protestolar düzenlemiş, seyircileri birbirleri ile kavga etmeye teşvik etmiş, kargaşa yaratmayı amaçlamışlardır.

Oyunlarda projeksiyonlar ve özel efektler gibi teknolojinin bütün imkanlarından en üst seviyede yararlanılmıştır. Enrico Prompolini, Fortunato Depero ve Giacomo Balla en çok tanınan fütürist tiyatroculardır.